Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme tipi rövanş maçında Lille ile karşı karşıya geldi. Konuk takımın uzatmalarda 1-1’lik beraberliği elde etmesiyle sarı lacivertliler, Devler Ligi’ne veda etti. Fotomaç Gazetesi yazarları da Fenerbahçe – Lille maçını dikkat çeken sözlerle değerlendirdi. İşte o yazılar… | Son dakika Fenerbahçe haberleri (FB spor haberi)
GÜRCAN BİLGİÇ – ŞANSSIZLIK MELEĞİ
Maç bıçak sırtında başladı, devam etti ve bitti. Fenerbahçeli futbolculara topu çarptırmadan gol atamayacağını anladığı anda Lillie takımı yere yattı, sahada sürtüşme yarattı, kalesine yaslandı ve dakikaları saydı. İyi yüklendi Fenerbahçe. Lillie kalecisi Chevalier ile gol olması beklenen şutlar arasında sürdü mücadele.
Symanski, Mert Hakan, İsmail Yüksek, Djiku vurdular, kurtardı. Defans sırtına oynadılar, Dzeko ile En Nesry’i karşı karşıya bıraktılar, geçit vermedi. 60’dan itibaren Mourinho’nun atılımları de geldi. Gecikmeden çift santrafora döndü, İrfan Can ile bir atak aklı daha soktu sahaya. Osayi’nin hızına güvendi, orta alandaki riskler için. Bir şutu da direkten döndü.
Olmadı Cenk Tosun ile üç santrafor oynamaya başladı. İstediler, tribünle bütünleştiler ve uzatmanın ilk dakikasında gelen gol ile Kadıköy kendi coşkusunda boğuldu adeta. Uzatma dakikaları oyunun denetimi ile kusur yapmamak arasında gitti – geldi. Bartuğ – Dzeko değişikliği ile orta saha gücünü geri aldı Mourinho.
Bitime 10 dakika kala kırmızı geldi, Lillie 10 kişi kaldı. “Tamam, oluyor” derken Jayden’in denetimsiz duvarında top eline geldi. Maçın kahramanı, maçın ipini de çekti aslında. 4 dakika oynadılar gol sonrasında.
Cenk’in üst direkte patlayan baş vuruşu ile futbolun adaletindeki “şans” takdiri devreye girdi. Şampiyonlar Ligi olmadı. Çok istediler, çok koştular ama olmadı. Ellerinde Avrupa Ligi var bu kere. Mourinho’nun “kazanırız” dediği… Haydi bakalım; yola devam…
EMRE BOL – CESARET
Pozisyonlara girdik mi, girdik! oyuncu değişikliklerini geç yaptık. Atamayanı oyundan alacaksın yerine atabilen gelecek. Sonuç itibarıyla çeşidi geçmek için golü atması gereken takım Fenerbahçe’ydi. Maçın genelinde şayet savunmacıların iyi performansını konuşuyorsak ortada bir sıkıntı vardır.
Mourinho’nun büyük deneyimi herkesi aksiye yatırdı. Son derece itidalli bir şekilde sonucu belirlemek için 80’den sonrasını beklemenin ismi deneyimin babasıdır! Fenerbahçe’nin attığı gol, yatıp çeşidi geçirmeye çalışan Lille grubunu oynamak zorunda bıraktı. Esas plan tam olarak buydu.
Cesaret diğer bir şey dostlar… Herkesin harcı değil! Tur atlarsın, atlamazsın çok önemli değil. Görünen o ki gözü pek bir Fenerbahçe izleyeceğiz bu sezon…
Aslında “gerçekçi” hedef Avrupa Ligi’ydi. Bunu ilk dillendiren de Mourinho oldu. Rakibine Şampiyonlar Ligi ayakbastı parasını kaptırmak elbette iyi bir şey değil. Maçın sonunda elenen ekibini alkışlayan Fenerbahçe taraftarı aslında özlenen şeyi çok net bir şekilde anlatıyor.
Korkanın çocuğu olmaz arkadaş! Mourinho rakip kim olursa olsun, korkak bir teknik adam değil. Tahminen dün bir işe yaramamış gözüktü anlayış Fenerbahçe’yi şampiyon yapar. Alkışlarla elenmek itimadın göstergesi…
ŞAFAK GÖZMEN – YENİ ROTA
İlk düdüğün çalmasıyla birlikte Fenerbahçe, ezber bozan bir başlangıç yaptı. Neye göre; Lugano ve Lille ile oynanan ilk maça göre… Zira Avrupa’daki bu üç maçın ilk yarılarında Fenerbahçe, kapasitesinin çok altında bir görüntü ortaya koymuş ve ikinci yarılardaki oyunuyla skor almıştı. Bu karşılaşma Şampiyonlar Ligi yolunda ‘olmak yahut olmamak’ uğraşıydı. Futbolcular da bunun net olarak farkındaydı.
Bu nedenle ilk saniyeden itibaren rakibini boğan, baskı altına alan ve net durumlar yakalayan taraf Fenerbahçe’ydi. Lille’in ilk maçtaki o tesirli oyunu adeta bay-pas edildi… O baskı, o hırs, o mücadele Lille’i şaşkına çevirdio gol ilk yarıda gelmedi.
İkinci yarının başında da Fenerbahçe o oyununa kaldığı yerden devam etti… Ta ki 60’ıncı dakikaya kadar… Ne mi oldu bu dakikada? Yeniden kendini bilmez birkaç taraftar devreye girdi ve sahaya attığı yabancı unsurlarla oyunun durmasına, Fenerbahçe’nin de baskısının kırılmasına neden oldu. Sahi, neden yapıyorsunuz arkadaşlar bunu? Çok merak ediyorum…
Neyse ki Mourinho duruma el koydu. Üst üste değişikliklerle baskıyı tekrar kurdu. Beklenen gol 90+1’de geldi. Maç uzatmaya gitti. ama yeniden o kahreden talih yanımızda değildi… Lille’in koca yarım stte geliştirdiği tek atakta top Jayden’ın eline çarptı, penaltı ve gol…
Şampiyonlar Ligi velhasıl yeniden hayal oldu… Hasret 16 yıla çıktı… Yeni rota Avrupa Ligi… Hani Mourinho’nun Porto ve Manchester United’la kupayı kaldırdığı, Roma’yla da final oynadığı arena… Belli mi olur tahminen iyisi budur? Neden Fenerbahçe’nin yolu Jose önderliğinde final olmasın…