Trendyol Süper Lig’de 6. hafta müsabakasında Fenerbahçe ile Galatasaray nefesleri kesen mücadelede Kadıköy’de birbirine rakip oldu. Sarı-kırmızılılar zorlu deplasmandan 3-1’lik sonuçla ayrılarak 6’da 6 yaptı ve puanını 18’e yükselttti. Derbinin akabinde spor yazarları maçı değerlendirdi. FB GS HABERLERİ
ZEKİ UZUNDURUKAN: Büyük hoca olmak maç kazandırmıyor!
Fenerbahçe, Mourinho’nun korkak futbolunun kurbanı oldu. Galatasaray’la oynuyorsun, kazanmak zorundasın, 50 bin taraftarın önündesin. Ey Mourinho, bu kadar savunma yüklü oyuncu ile sahaya çıkmak da neyin nesidir? Maximin olmasa, koca Fenerbahçe, Galatasaray kalesine gidemeyecek durumda. Mert Müldür-Tadic kanadı, neredeyse hiç çalışmadı. Mourinho’nun elinde İrfan Can Kahvecii ligimizin topa en iyi vuran, jeneriklik goller atan bir yıldızı var. Sadece Tadic’i oynatabilmek için adeta yok sayıyor İrfan Can’ı! 61 dakika Tadic’e sabreden Mourihno baktı maç elden gidiyor; Tadic’i çıkarıp İrfan Can’ı sahaya sürdü.
Galatasaray ise zorluk derecesi yüksek maçları çok iyi oynamasını biliyor. Hem de İcardi ve Kerem Aktürkoğlu olmadan Kadıköy’de ilk 45’te 2 farklı skoru yakaladı. Maçta çok akıllı bir futbol oynayan Galatasaray, Torreira’nın uzun menzilli şutunda golü buldu. Golden sonra Fenerbahçe’nin Oosterwolde ile kaçırdığı net bir pozisyon var. Muslera muazzam önledi bu pozisyonu. Galatasaray’ın ikinci golü tam derslikti. Yunus Akgün’ün ceza alanına ortasında Osimhen, topu Mertens’in önüne indirdi. Mertens de akıl dolu bir golle skor tabelasını 2-0’a getirdi Galatasaray ismine. İlk yarıda atak yapmakta zorlanan, orta sahada üstünlüğü Galatasaray’a kaptıran bir Fenerbahçe vardı.
Mourinho, ikinci yarıya başlarken Sofyan Amrabat atağını yaptı ve İsmail Yüksek’i kenara aldı. Fenerbahçe, 2 farklı gerideyken, Mourinho’nun defansif bir orta saha atağı yapmasına mana veremedim. Daha hamle yüklü bir oyuncu sahaya sürmesi gerekirdi. Fenerbahçe, ikinci yarıya coşkulu başladı ve oyunu Galatasaray kalesine yıktı. Üst üste konumlar buldu. İşte tam bu dakikalarda Galatasaray kontratağında Osimhen’in kaçırdığı bir pozisyon vardı. Fenerbahçe oyunu çok hızlandırdı ikinci yarıda. Galatasaray da bu süratli oyuna karşılık verdi.
59. dakikada çalımlarla ceza ceza alanına giren Gabriel Sara, usta işi bir gol attı. Dün kusursuz bir maç çıkardı Sara… Abdülkerim’in Fred’e yaptığı hareketten sonra kazanılan penaltıyı Dzeko gole çevirdi ve Fenerbahçe’yi umutlandırdı. Mourinho’nun Fenerbahçe’si rakiplerine çok pozisyon veriyor. Hem de bu kadar savunma yüklü oyuncularla oynamasına rağmen! Halbuki geçen sezon Fenerbahçe’nin çılgınca atak yapan bir oyun hafızası vardı ve rakiplerine çok az puan veriyordu. Dünyanın en büyük hocalarından birini getirdi. Türk futbol tarihinin en pahalı transferini yaptı Fenerbahçe!Fenerbahçe’de ileri değil, geri gidiş var. Bunun da tek sorumlusu Mourinho! Okan Buruk idaresindeki Galatasaray, Kadıköy’den altın kıymetinde 3 puan çıkardı. Ve daha 6. haftada Mourinho’lu Fenerbahçe’ye 5 puan fark attı. Bizim ligimizde büyük hoca olmak maç kazandırmıyor! Okan Buruk gözü pek hoca olmak lazım! Sahada savaşmak lazım. Kalplerin güm güm attığı şahane bir futbol ziyafetine tanıklık ettik. İki takıma da teşekkürler!
LEVENT TÜZEMEN: TARİHE GEÇEN ZAFER
Mourinho derbi öncesi Galatasaray’ı ve Okan Buruk’u telaffuzlarıyla ruhsal bir savaşın içine çekmeye çalıştı. Zira Portekizli hoca gerginlikten beslenmeyi sever. Lakin Okan Buruk ile G.Saraylı oyuncular Florya’da zihinsel olarak Mourinho’nun gerginlik tuzağına düşmemek için özel olarak hazırlanmışlar. Derbide öz inançlı bir G.Saray izledim. Okan hoca korkak davranmadı.
Hücum futbolundan ve rakibe önde baskı yapma anlayışından taviz vermedi. G.Saray Osimhen’den başlayan Yunus’la Barış’la, Sara ve Torreira ile devam eden bir ön alan baskısını oluşturdu. Bilhassa Sara’nın kazandığı toplar G.Saray’ı atağa taşırken, F.Bahçe kalesinde tehditler oluşturdu. Torreira’nın golü jenerik olacak hoşluktaydı.
Bu gol sonrası Oosterwolde’nin gollük vuruşunu da Muslera deneyimiyle önledi. Lakin Mertens’in golü geceye damga vurdu. Yunus’un Osimhen’in göğsüyle indirdiği topu Mertens eksiksiz bir aşırtmayla Livakovic’in üzerinden ağlara bıraktı. G.Saray takım halinde oynamaya itina gösterdi. F.Bahçe ise ferdî maharetlerle ayakta durmaya çalıştı. Oyunun direksiyonunda hep G.Saray vardı. Tüm oyuncular çok titizydi. Ciddiyetten uzaklaşmadılar. Birbirlerine yardıma koştular.
Sara’yı ağır eleştirenler artık attığı golden sonra kendisine şapka çıkartırlar. Sara’nın duvar pasları yaparak girdiği F.Bahçe ceza alanı içinde, topu sol ayağının içiyle Livakovic’in uzanamayacağı köşeye bırakması kalite kokuyordu. Şayet Osimhen son vuruşlarda eski gücünde olsaydı. G.Saray derbiyi çok daha farklı kazanırdı. Okan hoca, Kadıköy’e şampiyon hoca olarak geldi. G.Saray da sahaya lider olarak çıktı. G.Saraylı oyuncular derbiyi kazanmaya öylesine inanmışlardı ki tarihe geçen bir zafere imza attılar. Lider geldiği Kadıköy’den lider döndükleri yenilmezliklerini de sürdürdüler. Mourinho ve öğrencileriyle ortalarındaki puan farkını 5’e çıkardılar.
REHA KAPSAL: DEĞİLSİNNN!
Sezonun 6 haftası Kadıköyde Fenerbahçe ile Galatasaray derbisi maçın ehemmiyeti hem yeni gelen sarı lacivertlilerin teknik adamı J.Mourinho, maç kaybında sarı kırmızılarla farkın 5 puana çıkması, Galatasaray açısından ise geçen yılki Samiyendeki yenilginin hemde 80 dk 10 kişi ile oynanan maçın izlerini silmek Fenerbahçe J.M ile sezon başından beri bir oyun kimliği yok tek plan S.Maxımın kanadından hamle etmek , ne pres, ne doğru savunma ne de top ayağında atak nasıl yapacaklar diye bir oyun anlayaşı yok ara sıra baskı yapsalarda bu içgüdüsel ve spontane olarak gerçekleşti.
Kaleci yanlışlı gol yiyor, savunma dağınık, ortasaha yetersiz, hamle etkisiz ve sonuç tabiki kaçınılmazdı ve nitekimde o denli oldu Galatasaray maçın 1 inci dakikasından 90 dakikaya kadar maçı kazanmayı hak etti , sen süper kupada rakibinden fark ye Ş. Liginden elen buralardan güçlenerek çık lig’te bu derbi galibiyeti ile 6/6 yaparak sezona başla işte bu da Galatasaray’ın farkını ve büyük takım refleksinin nasıl olacağını bizlere anlatıyor sanırım Maçı orta sahada makine dairesinde kazandı bu üçlüde top ayağında kalite var asis var gol var top rakipteyken ikili mücadele ve top kazanma var sonuçundada oyuna hakim olma var ve tabiki galibiyette var.
GÜRCAN BİLGİÇ: ATAMAZSAN, ATARLAR!
Torreira’nın şutu direkten dönüp, Livakovic ile buluşup ağlara gittiğinde, maçın devranı da döndü. Kadıköy’ün atmosferi, maçın kıymeti, Mourinho’nun planları ve ilk dakikalardaki Fenerbahçe dalgalarını getirdi. Maximin güdümlü füze gibi gidiyordu rakip kalenin üstüne. Durumlar üst üste gelirken, taç atışından gelen topu uzaklaştıramadı Fenerbahçe defansı. Şok golün üstüne Osimhen – Mertens üretimi usta işi, ikincisi de geldi. Okan Buruk’un Galatasaray’ı oyunun denetimini külliyen ele geçirip, Mourinho ismine ortada plan da bırakmadı. Devre bittiğinde, ikinci yarıdaki gollerin de habercisi olan, iki kale arasında gidip – gelen tempolu bir futbol kaldı akıllarda.
Sonrasında atılımlar beklendi. Mourinho Amrabat ile orta saha direncini onarmak istedi.fakat sadece Maximin üzerine kurulu oyun planında, uzun ve yüksek toplara dönen bir takım vardı. Güya orta alansız oynuyorlardı. Fred ve Symanski de bu ritmin içinde varlık gösteremediler, Tadic’in Dzeko’nun ustalığı da rafa kalktı. Sara’nın taç atışından gelen topla üçüncüyü atması, yoruma açık penaltıyla gelen Dzeko golüyle, maç kendi kaosuna kavuştu. Mourinho atakçıları sürdü sahaya teker teker, Okan Buruk yorgunları kenara çekip, Barış’ı da beke atarak defansını beşledi. Sonuç, şampiyonluk yarışında avantaj da, moral de Galatasaray’a geçti. Galatasaray tahminen bir sezonda gördüğü sarı kartı, tek maçta hanesine yazdırdı. “Sadece bir maç” diyerek derbiyi yorumlayan Mourinho da “gerçeklerle” tanışmıştır umarım. Bu mağlubiyetin fiziki yıpranmasının tahminen sarar ama takım ve taraftar üzerinde mental darbe için çok uğraşması gerekecek.
EMRE BOL: UNCERTAİN F.BAHÇE!
Önce Tadic ile başlayalım. Sağ kanatta, sol tarafta olduğu kadar tesirli değil. Bu takım geçen sene 99 gol attı. Zaman zaman başrolde zaman vakitse çok önemli yardımcı rollerdeydi. Dün sahaya bakıyorum uvertür olmuş! Uvertür; “oyalayıcı” demek! Resmen ayağına top değmeden ilk yarıyı bitirdi. Ne yazık! Taraftarlar, “Attack Fener” diye pankart açmışlar. İnanın onlar kadar yiğit olamadı Mourinho! Kimse kusura bakmasın; dünyanın en büyük teknik yöneticilerinden biri olabilirsin ama hala, “bizim” ligi bilmiyorsun.eminim öğreneceksin. Tahminen yarın tahminen yarından da yakın! Bu maçta oynayan futbolculara yazdığımı lütfen okutsunlar. Bakın kardeşim; Fenerbahçe kendi stadında çok az derbi kaybeder. Siz tarihe geçtiniz, tarihe!
“Bu maça özel olarak hazırlanmaya gerek yok” diyen Mourinho birtakım şeyleri hala anlayamadı. Sen de, Okan’da bu büyük derbiye özel hazırlanmak zorundadır. Okan Buruk hazırlanmış, sen hazırlanmamışsın! Verilecek kartlarla ilgili çok fazla bir şey söyleyemem. Çünkü eksik kalmış bir rakibi yenmeyi kendime yediremiyorum. Eminim iki takımın taraftarı da yedirmez! Sevgili Mourinho taktın Çağlar’a, vazgeçmiyorsun. Geçen hafta sana maç kazandıran Becao’yu bilinmeyen bir sebeple yedek kulübesine atıyorsun. Kusura bakma herşeyi bilme ihtimalin yok. Biz öğreniyoruz, sen de öğrenmeye devam edeceksin. İnan attığın penaltı, penaltı değil. En azından ben inanmıyorum. Süper Lige hoşgeldin Mourinho; gevezelik değil iş yap lütfen! Galatasaray’ın yenilerini durdurayım derken eskilerini unuttun, ekibine da unutturdun! Eskiler 2 yıldır şampiyon oluyor. Sonuca gitmek çoğu zaman olmuyor ne yazık ki… Bazen mert olman gerekiyor. Galatasaray’ı doğru oyunundan ötürü kutluyorum. Sahiden hak edilmiş bir galibiyet aldılar. (uncertain: Belirsiz)